Ogulcan ava

Uğurhan’la bu tür şarkıları gayri samimi bir şekilde üretip ortaya koyma isteğimiz hiçbir zaman olmadı. Bu nedenle de üretimlerimizde böyle bir yönelimimiz olmamıştı. Zaman içinde bu tür şarkıların giderek biriktiğini fark ettik. Dolu Kadehi Ters Tut (DKTT) Türkiye’de sırf güncel müzik alanında değil belki de gelmiş geçmiş ogulcan ava en sanatsal bağlantı içeren albümleri üreten topluluklardan. Bütün bu karmaşanın ortasında hâlâ müzik yapmaya çalışıyor olmamız bir yandan trajikomik geldi bize. Ayrıntıları kendilerinden ogulcan ava dinleyelim. yüzyılın ortaçağ Avrupasında vebanın, savaşların, açlığın içinde ölüm dansı yani “Danse Macabre” akımının ortaya çıkması bir yandan pesimist bir yandan hedonist bir düşünce yapısının senteziyle olmuştu. O dönemde bile sanat yapılabildiyse, insanlar gülüp eğlenmeye çalıştı ise bunun insan doğasında ne kadar temel bir yere oturduğunu hatırlattı bize. Sizi bu esin kaynağına yönelten neydi, hangi duygular ogulcan ava ve birikimler ”Ölüm Dansı”nı var etti? Oğulcan Ava: Aslında albümün çalışmaları çok önceden başladı. Geçen yaz orman yangınları sırasında bu duygularımız yoğun olarak açığa çıkıp tekrar körüklenince “Ölüm Dansı” şarkısını yazdık. Hadi çek elini beni bırakın Onu vurup öyle murada erecek lan bu deli Çıldırdım bu rapta coştuk 2 yürekte herkeze bu şarkı gitti ogulcan Ben yazarken inliyosa onunla Bu şarkıyı fısılda kulaklarına Belki cinayet belki kıyamet Benim adım Kaan'sa bunu unutma Dediler bizlere serseri bi kıro Tabi yoktu cebimizde fazla ciro.