Esat kabaklı ozan arif

Küçük kıyamet yani ölümleri sonrasında şimdi büyük kıyamete kadar büyük hesaba kabirde, oradan da berzaha kadar hazırlıktalar! Aldığım İslami eğitim ve terbiye gereği sarf, nahiv, medrese kültürü ve havası ilimleri de göz önüne gelince o dehşetli kabir ve berzah azabını buraya yazsam bütün dünya nimetlerinden elimizi ayağımızı çekeriz diye düşünüyorum! HAVAS KİTABIMIZ YAKINDA. HİZMETİNİZDE OLACAK! Astrolojik boyutta vakti geldiği için, tünelin en son ucunda görünenleri farkındalığı olanlara ayna olarak yansıtmaya çalışacak ve ilk defa yazacağız. TARİHİ BİR VESİKA! Turgut ÖZAL; Orta Asya’dan gelen atalarımız Alperenler, haçlı ruhları ve içimizdeki hainlerin ittifakıyla bugünkü Anadolu denen topraklarda cumhuriyet sınırları içinde hapsedilmiş Türk’ün yeniden dirilişine ve dünyayı açılışına vesile olan kendinden başka bütün İslamcı ve milliyetçi gruplarca da en yüksek seviyede muhalefet edilen bir lider olarak tarihe mühür vurmuş ve benim de bulunduğum cenazesinde yaklaşık 3 milyon kişiyle ebedi yolculuğuna dualarla uğurlanmıştır! OZAN ARİF-ÖZAL. Türkiye’de 12 Eylül askeri darbesi sonrasında toparlanmaya çalışmış olan sağlı-sollu 10 binlerce gelince hapishanelere doldurmuş, işkencelerden geçirmiş ve Medrese-i Yusufiyede yeniden bir tedrisat abi tutmuş pek çoğu da ülkeden hicret etmek zorunda kalmıştır. İşte bunlardan birisi de Türkiye’nin Dede Korkut’un mirasını yürüten kadim dostumuz, kardeşimiz, yol arkadaşımız Ozan Arif. Sağlığında çok beraberliğimiz olmuş, kendisini dinlemiş ve çok zaman da tenkit etmiştik. İşte onlardan birisi de onun da benim de ortak dostumuz son 40 yılımızı beraber geçirdiğimiz Servet Kabaklı ile olan Türk Edebiyatı Vakfı’ndaki sohbetten sonra yaklaşık 20 kişiyle beraber Esat Kabaklı’nın Sultanahmet’teki yerinde yapılan sohbeti paylaşarak hem rahmetliyi anmak hem de tarihi bir kayıt düşmek istedim! Benim bugün küçücük bir ilmi belagatta derecem varsa bunun müsebbibi 1961 yılından beri yanında kalıp, yetişip, büyüyüp yeşerdiğim Ahmet Kabaklı hocam ve okuduğum kırmızı kitaplardır. Türk Edebiyatı Vakfı’nda bugün pek çok kimsenin ismini bile hatırlamadığı Necip Fazıl Kısakürek, Osman Yüksel Serden Geçti, Prof. Dr. Ayhan Songar, Prof. Dr. Nevzat Yalçıntaş, Cemil Meriç ve daha pekçok o asra ışık tutan mütefekkir ve bilim adamlarına elinden tutup konferans verdiren birisi gibi işte bir çarşamba sohbetlerinde Ozan Arif’i dinledikten sonra ki hatıramızdır. Bilerek niyet etmeden oruç tutulur mu diyerek yola çıkmak da esat bu çerçevede orucun manasına uygun düşmez.