Beylerbeyi rakı 100 lük. Eps duvar paneli.

Bakınız; Elvis, Bing Crosby, Olivia Newton-John… Liste sonsuz) Biraz gişe filmi olsa da özellikle başrolü Bowie oynadığı için izlemeye değer. Danny McBride ve Len Wiseman’dan herkesi memnun edebilecek bir aksiyon-korku filmi olan Underworld, vampirler ve kurtadamlar (Lycanlar olarak biliniyorlar) arasında yüzyıllardır süren gizli bir savaşın ortasında kalan Kate Beckinsdale'in hikayesini konu alıyor. Film estetik olarak, zamanın popüler aksiyon filmlerinden etkilenmişe benziyor. Filmdeki herkes The Matrix'ten Neo ve Trinity gibi uzun deri ceketler, tulumlar giyiyor. Çift tabancalar ve gümüş mermiler kullanıyorlar. Film o dönemki Hollywood’un gerçek bir yansıması. Tüm gözler, Disney'in Küçük Deniz Kızı masalının yeni versiyonuna çevrilmiş durumda ancak burada kesinlikle çocuklar için olmayan bir deniz kızı efsanesi daha var. Lure iki deniz kızının hikayesini anlatıyor - Altın ve Gümüş - Polonya’da 80’ler temalı bir gece kulübünde performans sergileyen bu ikili patronları öldürmeye kafayı takmış durumda. Özünde, The Lure, canlı görselleri, müzikalitesi, neon aydınlatmalarıyla opera vari bir seyir zevki sunuyor. Yüzüklerin Efendisi üçlemesinin devasa gişesi ve muazzam derecede iyi eleştiriler alması, J. R. R. Tolkien'in Hobbit efsanesinin de uyarlanmasına tabii ki sebep olacaktı. Üç Hobbit filmi (filmlerde Yüzüklerin Efendisi’nden tanıdık birkaç isim var; Ian McKelllen, Hugo Weaving ve Christopher Lee gibi…) gişede rekorlar kırsa da eleştirmenler tarafından asla Peter Jackson’ın Yüzüklerin Efendisi üçlemesi gibi tam not alamadı. Zaniolo transferi döneminde Roma 100 ile de konuştuk.